Kompulsif Satın Alma Bozukluğu (oniomani)

Kompulsif Satın Alma Bozukluğu (oniomani)

Aşırı alışveriş hastalığı

Kompulsif Satın Alma Hastalığı

Kompulsif satın alma, bireyin dürtüsel olarak satın alma güdüsünü duyması ve bunu kontrol edememesinin sonucu, kişiyi mali açıdan zor durumda bırakan bir bozukluktur. Kompulsif satın alma şimdiye kadar çok sayıda isimle tanımlanmıştır.Psikiyatri Literatürü’nde 1900’lü yılların başında ‘Oniomania’ olarak tanımlanmış olan bu bozukluk, son yıllarda ‘kompulsif alışveriş’ şeklinde isimlendirilmekte ve dürtü kontrol bozuklukları kapsamında ele alınmaktadır. Dürtü kontrolü bozukluğunun başlıca özelliği, kişiye ya da başkalarına zarar verecek bir eylemde bulunmaya yönelik bir dürtü, güdü ya da dayanılmaz isteye karşı koymada başarısızlıktır.

Yapılan çalışmaların çoğunda bozukluğun kadınlarda daha sık görüldüğü bildirilmesine rağmen 2513 erişkin hastada yapılan bir çalışmada cinsiyetler arasında anlamlı fark bulunmamıştır.Yapılan çeşitli çalışmalarda, kompulsif satın alma tanısı konan hastaların %21 ile %100’ünün bir duygudurum bozukluğu özellikle de majör depresyon tanısı aldıkları bildirilmiştir. Kompulsif satın almanın yalnız başına bir semptom olarak bulunmaktan çok depresyon, kaygı bozuklukları, madde kullanımı; antisosyal, borderline, histrionik ve narsist kişilik bozuklukları ile birlikte daha sık görülür. Psikodinamik açıdan Kompulsif satın alma davranışının gelişiminde temel kabuller (kendilik değerinin düşüklüğü, incinebilirlik), ebeveynlerden birinin küçük yaşta kaybı, fiziksel yoksunluklar (sakatlık) bulunabilir. Hastaların kendileriyle ilgili algıları dar kapsamlıdır ve bazen gerçekle uyumsuz çarpıtmalar görülür. Bu da bazen özgüven eksikliği olarak özetlenebilecek bir görünümle karşımıza çıkar. Kişi, benlik algısını arttırmak için özellikle bazı nesneleri alma ihtiyacı duyabilir. Belirli bir konuyla ilgili nesneleri kompulsif şekilde alarak, o konu hakkında yeterli oldukları duygusunu yaşayabilirler.

Kompulsif satın almada ortalama başlangıç yaşı geç ergenlik ve erken 20’li yaşlardır . Hastalığın sıklıkla büyük borçların oluşması, bu borçları ödeyememe, yasal maddi sorunlar, suçluluk duyguları, evde eşyaları koyacak yer kalmaması gibi durumlar sonrasında açığa çıkması nedeni ile hastalığın başlangıcı ile hastalık olduğunun anlaşılması arasında ortalama 6 ile 12 yıllık bir zaman geçtiği bildirilmiştir.

Günümüz tüketim toplumunda kişileri yoğun mali sıkıntıya sürükleyen, ardından evlilik ve aile yaşamında önemli sorunlara yol açan bu bozukluğa olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır.Kişilerin alışverişten sonra rahatlama ve memnuniyet duymalarına rağmen , bu olumlu duygular sonradan suçluluğa, sinirliliğe, mutsuzluğa veya hiçbir değişiklik olmamış gibi hissetmeye dönüşebilir,uzun vadede depresyona zemin hazırlar.Satın almanın verdiği hazzı hemen yaşamaya olanak sağlaması ve ödeme sorunlarının yaşatacağı acıyı ve sıkıntıyı ertelemesi yönüyle kompulsif alışverişte kredi kartı kullanımı oldukça yaygındır.

Beyin kimyası açısından baktığımızda ise alışveriş sırasında serotoninin katkısından da bahsetmek mümkün. Şöyle ki, mutluluk hormonu olarak da bilinen serotoninin yetersiz seviyelerde olması depresif duygudurumları ile eşleşmekte ve medikal destekle normal seviyelere çıkarılmaya çalışılmakta. Yaşamımızda birçok aktivite aslında bu serotonin etkisini yapabiliyor; örneğin: gün ışığı, egzersiz, masaj ya da mutlu olduğumuz anları düşünmek gibi. Aynı zamanda kazanmak, sahip olmak da aynı etkiyi yapıyor. Alışveriş yapmak ya da hediye vermek de aynı amaca hizmet edebiliyor. Depresif duygu durumunda daha çok kayıp hissi ön plandayken aslında almak ve sahip olmakla bu his tersine çevriliyor. Bu nedenle de birçok insan, en başta kadınlar sıkıldığında ya da depresif hissettiğinde alışverişe yönelebiliyor. Alışveriş yaparak daha iyi hissetme, daha iyi hissettiğin için yine alışveriş yapma ve sonra yine iyi hissetme gibi bir kısır döngü kişiyi kıskacına alabiliyor.

Rahatsızlığın giderilmesinde bir takım ilaçlar ve özellikle de uygulanmakta olan bir takım psikoterapi teknikleri oldukça etkili sonuçlar veriyor. İlaç tedavisinde serotonin geri alım inhibitörleri olan antidepresanlar alışverişçilerin dürtü kontrol aşırı zihinsel meşguliyetlerini azaltmaya yardımcı olur. Alışverişçilerin kırılgan kendilik algısı ve başkalarının davranışlarına bağlı özgüven problemlerinin çözümünde dinamik ya da destekleyici psikoterapi uygulanabilmektedir. Yine alışverişteki davranış örüntüsüne yönelik olarak bilişsel-davranışçı terapi uygulanabilmektedir. Yurtdışında ise alışveriş bağımlıları için grup terapilerinin yapıldığı merkezler ve adsız alkoliklerde olduğu gibi kendine yardım grupları vardır.

  • Kendinizi iyi hissetmediğiniz zamanlarda para harcamak için güçlü bir istek duyuyor musunuz?
  • Yaşam sorunlarını kaldırmak çok güç olduğu zamanlarda para harcamak için güçlü bir istek duyuyor musunuz?
  • Harcamalarınız ailenizde veya eşinizde bir hayal kırıklığı yarattı mı?
  • Başkaları sizin para harcamanızın bir sorun veya kontrolünüz dışında olduğunu söyledi mi?
  • Planladığınızdan daha fazla satın aldığınız oluyor mu?
  • Harcamaya başladıktan sonra kendinizi durdurmakta zorlanıyor musunuz?
  • Harcama yaptıktan sonra kendinizi suçlu, pişman, umutsuz hissettiğiniz oluyor mu?
  • Bu davranışınızı durdurmaya hiç çalıştınız mı?
  • Harcamalarınız veya borçlarınız yüzünden intihar etmeyi düşündünüz mü?
  • Bir önceki harcama döneminizden kalan borçlarınız varken, yine de aşırı harcama yapmaya devam ettiğiniz oluyor mu?

Yukarıdaki soruların 3 veya daha fazlasına yanıtınız EVET ise bir uzmandan yardım almanızda fayda vardır.

Aşağıdaki linkte ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ ‘nde yayınlanan bir olgu sunumu bulunmaktadır.Sayfa içeriği bilgilendirme amaçlıdır. İlk adım olarak aile hekiminize danışabilirsiniz. 

KOMPULSİF SATINALMA BOZUKLUĞU

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir