Bipolar Bozukluk Nedir?

Bipolar Bozukluk Nedir?

Bipolar bozukluk veya Manik Depresif Hastalık (daha da eski ismiyle manik depresyon), bütün dünyada her 50-65 kişiden birini etkileyen bir bozukluktur. Bipolar Bozukluğu olan kişi, sıklıkla duygudurumunda aşırı yükselmeler (mani), çöküşlere (depresyon) ve çoğu zaman aralarda normal duygudurum dönemleri bulunan dalgalanmalar yaşar. Burada anlatılan tipik bir tablo olmakla birlikte, kişi büyük farklılıklar görülebilmektedir.

 

KİMLER BİPOLAR BOZUKLUĞA YAKALANIR?

Bipolar Bozukluk genellikle ergenlik döneminde veya yetişkinlik döneminin başında başlar ve hayat boyu sorun olmaya devam edebilir. Erkek ve kadınlarda bu bozukluk eşit oranda görülür ve ırk, eğitim, meslek veya gelir düzeyi sebebiyle farklılık göstermez.

 

BİPOLAR BOZUKLUĞA NE SEBEP OLUR?

Bipolar Bozukluk, şeker veya kalp hastalığı gibi tıbbî bir hastalıktır ve kişinin beynini, dolayısıyla da duygudurumunu etkilemektedir. Bu rahatsızlığa sahip olmak kimsenin suçu veya hatası değildir. Unutulmamalıdır ki “kimse isteyerek hasta olmaz”. 

Bipolar Bozukluğun sebebi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak araştırmalar, beyinde duygudurumun normal düzeyde kalmasını etkileyen bazı anormallikler olduğunu göstermiştir. 

Bipolar Bozukluk ailelerde nesiller boyu görülme eğilimi göstermektedir ve Bipolar Bozukluğun birçok hastada katılım yoluyla geçtiği düşünülmektedir. Bipolar Bozukluğu olan kişilerin üçte ikiden fazlasının bu bozukluğu veya depresyonu olan en az bir yakın akrabası vardır; alkol ve madde kullanım bozukluğu da tanı konmamış bir duygudurum bozukluğunun belirtisi olabilir. Bu da genetik faktörlerin önemli olduğunu düşündürmektedir. Fakat yine de, bu hastalığa sahip bireylerin çocuklarında hangi oranda görüleceği bilinmemektedir.

 

MANİ

Mani, doktorların anormal olarak yükselmiş veya “taşkın” duygudurumu tarif etmek için kullandıkları terimdir.

Mani belirtileri her bireyde farklı olabilir. Bir Manik dönemin erken evrelerinde kişiler Hipomani adı verilen küçük veya hafif duygudurum yükselmeleri yaşayabilir ve son derece aktif olmalarına yol açan enerji artışı hissedebilirler.  

 

Hipomanik dönemler kişiye eğlenceli ve verimli geldiğinden, hastalar bazen davranışlarının olağandışı olduğunu fark etmezler. Çoğu zaman bir sorun olduğunu ilk fark eden dostları, aileleri veya iş arkadaşları olur.

 

Maninin şiddeti arttıkça, kişinin sosyal uyumunu çoğu zaman büyük ölçüde bozarak, ani kararlar vermelerine ve pervasızca davranışlara kapılmalarına yol açar (aşırı para harcama, gelişigüzel cinsel ilişkiye girme veya tehlikeli araba kullanma). Manik dönem sırasında öfke, aşırı şüpheci ve hatta saldırganca davranış görülebilir.

Çok şiddetli mani dönemlerinde, kişi hezeyanlar (sanrı: ikna yoluyla değiştirilemeyen ve sadece kültürle izah edilemeyen yanlış inançlar) veya hallüsinasyonlar (varsanı: sesler duyma veya görüntüler görme) gibi psikotik belirtiler yaşayabilir. 

Mani belirtileri her bireyde son derece farklı olabilmektedir.

 

En sık görülen belirtilerden bazıları şunlardır:

  •  Çok enerjik olma, 
  • Kolayca sinirlenme,
  • Çok az uykunun yeterli olması,
  • Her zamankinden ve herkesten daha önemli bilgili, yetenekli olduğunu hissetme,
  • Zihnin yeni ve heyecan verici fikirlerle dolu olması,
  • Daha konuşkan olma,
  • Aşırı para harcama,
  • Kişiliğine ve  yaşama biçimine uygunsuz davranışlarda bulunma.

 

DEPRESYON

Bipolar bozuklukta depresif duygu durum herkesin hemen her gün yaşayabileceği üzgün ve isteksiz olma halinden farklıdır.

Bipolar depresyonda, depresif duygular olağan üzüntüden daha ağırdır; daha uzun süre devam eder ve kişinin günlük faaliyetlerini yerine getirmesini zorlaştırır. 

Umutsuzluk ve çaresizlik duyguları bipolar depresyon sırasında yaygındır ve hastalar geleceğe ilişkin son derecede olumsuz düşüncelere sahip olabilirler. Ayrıca aile ve arkadaşlarından uzaklaşabilir ve yıkanmak ve hatta evden dışarı çıkmak gibi olağan günlük faaliyetlerini bile yerine getiremeyebilirler. Bipolar depresyon sırasında intihar ve ölüm düşünceleri de sık görülür; bipolar bozukluğu olan kişilerin yaklaşık %25-50’si en az bir kere intihar girişiminde bulunmaktadır.

En sık görülen depresyon belirtilerinden bazıları şunlardır:

Uyuyamama veya aşırı uyuma,

. Suçluluk duygusu,

. Enerji azalması,

. Zevk alma veya ilgi kaybı,

. Dikkatini toplamakta güçlük

. Huzursuzluk veya ajitasyon,

. İştahta artma veya azalma biçiminde değişiklik,

. Ölüm veya intihar düşünceleri.

 

BİPOLAR BOZUKLUK TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Diyabet ve kalp hastalığı gibi, bipolar bozukluk da tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Bipolar bozukluğun temel tedavisi ilâçlarla yapılır. Bu hastalığın niteliğinden dolayı, çoğu zaman hem manik hem depresif belirtileri kontrol altına almak için tek ilâç yeterli olmayabilir; bu sebeple hastalık dönemine belirtilerin şiddetine bağlı olarak birden fazla ilâç kullanılması gerekebilmektedir. İlâç tedavisinin temel hedefi manik ve depresif dönemlerin sayısını azaltmaktır. Hastanın dönem sayısı ne kadar fazla olursa, belirtilerin tedaviye dirençli hâle gelmesi ihtimali de o kadar azalır.

Hekiminiz tarafından tavsiye edilebilecek bir diğer tedavi de psikolojik tedavi, yani psikoterapidir. Bunlar genel olarak “konuşma tedavileri” olarak adlandırılabilir ve bipolar bozukluğu olan kişilere büyük fayda sağlayabilir. Psikoterapi ilâç tedavisiyle birlikte uygulandığında, kişinin ve ailelerinin bu bozukluğu anlamalarına ve hayatlarını yeniden kurmalarına yardımcı olmaktadır.

 

Doktorlar bipolar bozukluğun tedavisinde iki önemli evre olduğunu kabul etmektedir: 

  •                  Akut veya kısa süreli tedavi ve
  •                  İdame tedavisi veya koruyucu tedavi

Tedavinin akut evresinde amaç, manik, depresif veya karma dönem belirtilerinin tedavi edilmesidir. İdame tedavisi, sonraki dönem veya nüksleri önlemek amacıyla tedavinin daha uzun süre devam ettirilmesi demektir.

 

BİPOLAR BOZUKLUĞU TEDAVİ ETMEK İÇİN HANGİ İLÂÇLAR KULLANILIR?

.

Bipolar bozukluğun tüm evrelerinde, belirtileri kontrol altına almak amacıyla birden fazla ilâç kullanılması veya zaman içinde dozun değiştirilmesi de sık görülen bir durumdur. Bunun sebebi, belirtileri kontrol altına almak için tek ilâcın yeterli olmaması ve belirtilerin hastalığın evresine göre farklılık göstermesi olabilir.

Size herhangi bir ilâç verildiğinde, doktorunuzun size aşağıdaki bilgileri vermesi önemlidir:   

  •       Tedavinin etkileri ve amacı,
  •       İlâcın ne kadar sürede etki göstereceği,
  •       Tedavinin yan etkileri ve bunlar ortaya çıktığında ne yapmak gerektiği,
  •       Bu ilâcı kullanırken kaçınılması gereken besinler, içecekler, diğer ilâçlar veya faaliyetler.

Yan etkiler genellikle tedavinin erken döneminde daha fazla görülmektedir ve ilâç kullanımı devam ettikçe azalmakta veya ortadan kalkmaktadır. Bunun yanı sıra, doktor dozu değiştirebilir veya yan etkilerden kaçınmak veya azaltmak amacıyla farklı bir ilâç deneyebilir. Kullanmakta olduğunuz ilâçların muhtemel yan etkileriyle ilgili daha fazla bilgi almak için, her yeni ilâç paketiyle gelen prospektüs bilgilerine bakınız ama bu prospektüslerin çoğu nadir olan bütün yan etki ihtimallerini sıraladığını da unutmayınız. Prospektüste ilginizi çeken her konuyu doktorunuza danışmaktan çekinmeyiniz.

 

Eğer bir ilâca başladıktan sonra herhangi yeni belirti veya sorun yaşarsanız, bunu doktorunuza anlatmalısınız.

 

DUYGUDURUM DENGELEYİCİSİ NEDİR?

Duygudurum dengeleyicileri bipolar bozukluk tedavisinin temel unsurlarıdır. Bu ilaçlar mani, hipomani ve karma dönemlerin belirtilerini tedavi etmek için kullanılmaktadır ve bazı vakalarda aynı zamanda depresif belirtilerin şiddetini azaltabilmekte ve depresyondan mani veya hipomaniye “geçişi-kaymayı” önleyebilmektedir. Duygudurum dengeleyicileri ayrıca, uzun dönemli koruyucu tedavi sırasında hastalığın daha ileri dönemlerinin tekrarlanmasını önlemek için de kullanılmaktadır.

En yaygın olarak kullanılan duygudurum dengeleyicilerinden biri lityum’dur. Hem manik hem depresif belirtilerin kontrolünde kullanılabilmektedir ve başka belirtilerin tekrar ortaya çıkmasını önlemeye yardımcı olmaktadır. Kandaki lityum düzeyinin, böbrek ve tiroid işlevlerinin kontrol edilmesi önemli olduğundan, lityum alan kişilerin düzenli kan testleri yaptırmaları gerekmektedir. Lityum tedavisinin en sık görülen istenmeyen etkileri arasında, aşırı su içme ve idrar yapma, kilo artışı, mide-bağırsak rahatsızlıkları, saç dökülmesi, baş ağrısı ve titreme sayılabilir. Bu yan etkiler çoğunlukla hafif olup, normalde tedavinin ilk birkaç haftası içinde görülmekte ve daha sonra yatışmaktadır. Uzayan bütün belirtileri, özellikle eğer kusma, sendeleme veya bulanık görme varsa, derhâl doktorunuza bildirmeniz gerekmektedir.

Lityum hastalık belirtilerini ortadan kaldırmakta yetersiz kaldığında veya ilâca bağlı yan etkilerin sürekli olması hâlinde, hekim, karbamazepin, okskarbazepin veya valproat/valproik asit (yahut ikisinin bir arada olduğu ilaç) gibi alternatif bir duygudurum dengeleyicisi yazabilir.

Eğer rahatsızlığın karma dönem veya hızlı döngü öyküsü varsa veya hasta lityum’un yan etkilerine tahammül edemiyorsa, valproat uygun bir birinci basamak tedavidir. Valproat ve karbamazepin’in muhtemel yan etkileri benzerdir. Bunlar arasında baş ağrısı, sersemlik, mide sorunları ve denge sorunları sayılabilir. Ayrıca, valproat ile saç dökülmesi ve kilo artışı görülebilirken, karbamazepin deri döküntüleri ve akyuvar sayısında azalmalara veya sıfırlanmasına sebep olabilmektedir.

Valproat, karbamazepin ve lityum diğer ilâçlarla etkileşim gösterebilir. Eğer bu ilâçları alıyorsanız, başka herhangi bir reçeteli veya reçetesiz ilâç kullanmadan önce hekiminize danışmanız gerekmektedir.

Lamotrijin, bipolar bozuklukta faydalı olduğu gösterilmiş bir diğer epilepsi ilacıdır. Bazı çalışmalarda bipolar depresyonun nüksetmesini önlemede etkili bulunmuşsa da, yeni araştırmalar bu bulguları desteklememektedir. İstenmeyen etkilerden bazıları sakarlık, deri döküntüsü, baş dönmesi, sersemlik, baş ağrıları ve bulantı veya kusmadır. Lamotrijin ile deri döküntüleri hastaların %5-10’unda görülmekte ve kullanan 1000 kişiden birinde hayatı tehdit edici şiddette olabilmektedir. Özellikle valproat ile birlikte kullanımında ilaç etkileşimi açısından dikkatli olunmalıdır ve normal dozun yarısı verilmelidir; karbamazepin ile beraber verilirken ise, tam aksine, lamotrijin dozu daha yüksek tutulmalıdır. Son senelerde lamotrijin’in etkililiği çok sorgulanır olmuştur ama yerini hala korumaktadır.

 

BİPOLAR BOZUKLUĞU TEDAVİ ETMEK İÇİN BAŞKA HANGİ YÖNTEMLER KULLANILABİLİR?

İlaçlara ek olarak, bipolar belirtilerin kontrolünde kullanılabilecek diğer birçok tedavi bulunmaktadır. Bunlar:

  •       Elektrokonvülsif terapi (EKT)
  •       Transkraniyal manyetik sinir uyarımı (TMS)
  •       Uyku yoksunluğu
  •       Işık terapisi (fototerapi)
  •       Vagal stimülasyon (VS)
  •       Derin beyin uyarımı (DBS)
  •       Neurofeedback (NF)
  •       Nöroşirurji (beyin cerrahisi).

NE ZAMAN HASTÂNEYE YATIŞ GEREKİR?

Hastanede tedavi normal olarak bipolar bozukluğun şiddetli belirtilerini kontrol altına almak amacıyla kullanılmaktadır. Şiddetli mani sırasında, kişinin kendine veya başkalarına zarar vermesi ve pervasızca saldırganlık davranışlarıyla başa çıkabilmek için profesyonel yardım şarttır. Depresyondaki bir hasta intihar eğilimi gösterdiğinde de hastane tedavisi gerekebilir. 

 

PSİKOTERAPİ BELİRTİLERİN KONTROLÜNE NASIL YARDIMCI OLUR?

Bipolar bozuklukla başa çıkabilmeyi başarmak tedavinin en önemli bölümüdür. Psikoterapi ilâç tedavileriyle birlikte uygulandığında, hastalara ve ailelerine destek, eğitim ve rehberlik sağlamaktadır. Örneğin hastaların manik ve depresif dönemleri tetikleyen stres etkenlerini fark etmelerine ve bunlardan kaçınmalarına yardımcı olabilir. Psikoterapi ayrıca, gelişmekte olan bir hastalık döneminin erken belirtilerini tesbit etmeye de yardımcı olabilir. Çoğu zaman, hızla başlatılan tedavi tam gelişmiş bir depresyon veya mani epizodu krizini önleyebilir.

Psikoterapi bireysel olarak hasta üzerinde yoğunlaşabilir, hastanın ailesini de içerebilir veya benzer sorunları olan hastalara grup olarak uygulanabilir. 

Bipolar bozuklukta üç tip psikoterapi özellikle yararlıdırDavranışçı, bilişsel ve kişiler-arası terapi. 

Davranış terapisi, bipolar bozukluk belirtileriyle nasıl uğraşılacağı üzerinde yoğunlaşmakta ve kişilerde yeni hastalık dönemlerini ortaya çıkarabilecek streslerle başa çıkmasına yardımcı olabilmektedir.

Bilişsel terapi, kişilerin depresif ve yükselmiş duygudurumlar sırasında ortaya çıkan çarpık düşünceler ve inançları tanımlamalarına ve karşı koymalarına yardımcı olmaktadır. Örneğin, depresyon epizodlarına eşlik eden aşırı karamsar düşüncelerin üstesinden gelmek için kullanılabilir. 

Kişilerarası terapi, bipolar bozukluğun ilişkiler üzerinde yaratabileceği gerilimin azaltılması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Eğer eşlik eden B kümesi kişilik bozukluğu mevcutsa, tercih edilmemelidir. 

 

BİPOLAR BOZUKLUĞUN SEVK ve İDÂRESİ

BEN NE YAPABİLİRİM?

Tedavinizin başarı şansını en üst düzeye çıkarmak için atabileceğiniz birkaç önemli adım bulunmaktadır:  

DURUMUNUZU ANLAMAK

Bipolar bozukluk ve tedavisi hakkında öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenin. Kitaplar ve broşürler okuyarak, doktorunuzla konuşarak veya bir hasta destek grubuna katılarak hastalığınız konusunda bir uzman olun.

TEDAVİNİZDE FAÂL BİR ORTAK OLARAK YER ALIN

Hastalığınızın başarılı tedavisi siz ve doktorunuz arasında iyi bir ilişki kurulmasına bağlıdır. Randevularınızdan sonuna kadar yararlanmak için, doktorunuza sormak isteyebileceğiniz tüm soruları randevuya gitmeden önce yazmanız çoğu zaman yardımcı olacaktır. Her şey hakkında soru sormaktan çekinmeyin; bu belirtiler bir yan etki veya ilâcınızı nasıl alacağınızla ilgili olabilir. Bu konular hakkında doktorunuzun size soru sormasını beklemeyin. Kafanızdaki her şeyi doktorunuza sorun. Bu şekilde tedavinizde etkin biçimde yer alarak, iyileşmenizin kontrolünü daha fazla ele geçirecek ve başarı şansınızı arttıracaksınız. Eğer herhangi bir yan etki yaşarsanız veya daha iyiye gitmediğinizi hissederseniz, doktorunuzla konuşmalısınız. Eğer doktorunuza karşı dürüst olmazsanız, size uygun biçimde yardımcı olamaz. Randevunuza bir aile üyesi veya arkadaşınızı davet etmeniz de, endişeleriniz hakkında konuşmanıza ve doktorun ilâçla ilgili söylediklerini hatırlamanıza yardımcı olacaktır.

BİR DUYGUDURUM ÇİZELGESİ KULLANMAK

Doktorunuzu ziyaretiniz sırasında, özellikle eğer hastaysanız, geçen birkaç hafta veya ay boyunca yaşadığınız belirtileri hatırlamanız zor olabilir. Duygudurumunuzu günlük olarak kaydederek, doktorunuzun hangi tedavinin hastalığınız için en iyi olduğuna karar vermesine yardımcı olacak çok daha güvenilir bilgiye sâhip olacaksınız. Duygudurumunuzun çizelgesini çıkarmanız, duygudurum evreniz, ilâç düzeyleri ve stresli olaylar gibi önemli bilgi parçalarını bir araya toplamanıza imkân verecektir.

ERKEN İKAZ BELİRTİLERİNİ FARK ETMEK

Bir duygudurum atağının erken belirtileri her kişide farklı olabilir. Kendi erken uyarı belirtilerinizi ne kadar iyi idrak ederseniz, tam bir epizodu önlemek için o kadar hızla yardım alabilirsiniz. Araştırmalar, bipolar bozukluğu olan hastaların %70-80’inin erken alâmet veya belirtilerini fark edebildiğini göstermiştir. Bir mani veya depresyon epizodunun erken belirtileri arasında en sık görülenler şunlardır:

      . Duygudurumda, uyku, enerji, benlik değeri, cinsel ilgi ve konsantrasyonda hafif değişiklikler,

      . Yeni projelere girme istekliliği,

      . Ölüm düşünceleri (veya ani iyimserlik),

      . Giysilerin rengi veya kozmetiklerde âni değişiklikler.

BİR EPİZOD GELİŞME RİSKİNİ AZALTMAK

Aşağıdaki ipuçları, bazen daha şiddetli epizodlara yok açabilen küçük duygudurum dalgalanmaları ve stresleri azaltmanıza yardımcı olabilir:

      . Uyku düzeninizi koruyun – düzensiz uyku duygudurum belirtilerini tetikleyebilir,

      . Fazla alkol veya kafein tüketiminden ya da uyuşturucu maddeleri kullanmaktan kaçının – bunlar duygudurum dalgalanmalarını tetikleyebilir (McIntyre ve ark. 2008),

      . Stresli durumlardan kaçının ya da stresle nasıl daha iyi başa çıkacağınızı öğrenin – gevşeme ve rahatlamaya vakit ayırın,

      . Günlük alkol, kafein ve reçetesiz satılan bazı nezle, alerji ve ağrı ilâçlarını kullanma konusunda dikkatli olun. Bu maddelerin küçük miktarları bile uyku, duygudurum veya ilaçlarınızı olumsuz etkileyebilir.

      . Düzenli egzersiz yapın.

 

ÂİLE VE ARKADAŞLAR YARDIMCI OLABİLİR

 

Kendinizi daha iyi hissetmeniz başkalarının yardımıyla daha kolaydır. Aileniz ve arkadaşlarınızın teşviki ve desteği hastalığınız sırasında son derece önemlidir. Meselâ, doktorunuzu ziyaretinizde size eşlik edebilir veya ilâçlarınızı doğru aldığınızı kontrol edebilirler. Ayrıca, iyi olduğunuzda bir eylem plânı hazırlamak da, daha sonra herhangi bir belirti geliştiğinde hem sizin hem ailenizin hazırlıklı olmasını ve ilgili bütün kişilerin ne yapılması gerektiğini bilmelerini sağlamaya yardımcı olacaktır.

Hafif bir mani epizodu (hipomani) sırasında, hastalar davranışlarının olağan dışı olduğunun farkında olmayabilir veya hasta olduklarını yahut tedaviye ihtiyaç duyduklarını inkâr edebilirler. Arkadaşlarınız ve aileniz, gelmekte olan bir epizodun gözden kaçabilecek erken ikaz belirtilerini fark edebilir ve sizi tedaviye ihtiyacınız olduğuna ikna edebilirler.

 

BAŞARILI TEDAVİ SİZE DE BAĞLIDIR

 

Belirtilerinizi kontrol altına almaya ve tekrarlamalarını önlemeye yardımcı olmak için, ilâçlarınızı talimatlara uygun olarak almanız çok önemlidir. Ne kadar işe yaradığından emin olmasanız veya sizi nasıl hissettirdiği konusunda endişeleriniz olsa bile, doktorunuzla konuşuncaya değin ilâçlarınızı almaya devam edin.

Kendinizi daha iyi hissetmeye başladığınızda da, belirtileri kontrol altında tutmak için ilâcınızı her gün almaya devam edin. Bipolar bozukluk bu açıdan diyabet veya kalp hastalığı gibi diğer uzun dönemli hastalıklara benzemektedir (zihinsel şeker hastası). Bu hastalıkları olan hastalar, kandaki şeker düzeylerini veya kan basınçlarını düşük tutmak için ilaçlarını her gün almalarının çok önemli olduğunu bilirler.

Eğer ilacınızı almayı unutursanız, o dozu atlayarak bir sonraki dozunuzu alın. Dozu iki katına çıkarmayın.

Eğer ilâcınızı ne zaman alacağınızı hatırlamada güçlük çekiyorsanız, bir haftalık ilâçlarınızı koyabileceğiniz bir kutu, saat veya telefonunuzun alarmı veya cep takvimi gibi hatırlatıcıları kullanmayı deneyin. Ayrıca, ilâcınızı her gün aynı saatte yaptığınız bir işten önce veya sonra, örneğin yemeklerden sonra veya yatmadan önce almanız da yardımcı olabilir.

www.turkpsikiyatri.org/blog/2012/01/28/bipolar-bozukluk-nedir adresinden alınmıştır.

Sayfa içeriği bilgilendirme amaçlıdır. İlk adım olarak aile hekiminize danışabilirsiniz. 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir